6 Haziran 2010 Pazar

(500) Days of Summer




Yönetmen : Marc Webb
Oyuncular : Joseph Gordon-Levitt,Zooey Deschanel
Yıl : 2009
Maliyet :7,5 milyon$
Hasılat :58 milyon$


FİLME DAİR

(Aşkın (500) Günü)

"This is a story of boy meets girl. But you should know up front, this is not a love story..."
Bu, genç adamın genç kızla tanışma hikâyesidir.Ama şunu bilmelisiniz ki bu bir aşk hikâyesi değil…




Summer'a resmen âşık oldum. Gülüşünü seviyorum Saçlarını seviyorum. Dizlerini seviyorum.
Boynundaki kalp şeklinde olan doğum lekesini seviyorum. Konuşmadan önce bazen dudaklarını yalamasını seviyorum. Gülerken çıkardığı sesleri seviyorum.Uyurkenki hâlini seviyorum. Bu şarkıyı her duyduğumda aklıma onun gelmesini seviyorum.Bana hissettirdiklerini seviyorum. Sanki her şey mümkünmüş gibi.
Sanki….
yaşamaya değermiş gibi.




Her şey ortak bir şarkiyi sevmekle baslar…



Güzel bir kız, sırf seninle aynı tuhaf şeylerden hoşlanıyor diye ruh eşin olmaz, şapşal.Onun senin için doğru kadın olduğunu düşündüğünü biliyorum... Ama bence değil.
Bence sen sadece iyi şeyleri hatırlıyorsun. Bir dahaki sefere geçmişe döndüğünde tekrar bakmalısın bence.




- Bir kızdan hoşlandım...Daha doğrusu âşık oldum.Peki o ne yaptı? Resmen ağzıma sıçtı bıraktı.
- Derdin ne senin?
- Olay şu...
Her şeyi berbat ettim. Bir yanım onu unutmak istiyor bir yandan da, bu evrende beni mutlu edebilecek tek insanın o olduğunu biliyorum…



Tom: What happens when you fall in love?
Summer: You believe in that?
Tom: It's love, it's not Santa Claus.




Summer: Seni burada görebileceğimi biliyordum.
Beni getirdiğin günden beri burayı çok seviyorum.
Tom: Sanırım...
Sanırım "Tebrikler" demeliyim.
Summer: Gerçekten içinden geliyorsa tabii.
Tom: O zaman başka tabii...
Summer: İyi misin?
Tom: Er ya da geç iyi olacağım ya da olmayacağım.
Summer: Takım elbisen çok hoş.
Tom: Teşekkürler.
Summer: Jilet gibi olmuşsun.
Tom: Sen de öyle.
Summer: Teşekkür ederim.
Tom: İstifa ettim.
Summer: Ettin mi? Bilmiyordum.Harika!
Tom: Sen de...Evlenmişsin.
Summer: Evet...Çılgınca değil mi?
Tom: Bana söylemeliydin
Summer: Biliyorum.
Tom: Düğünde dans ederken.
Summer: Daha teklif etmemişti.
Tom: Ama hayatındaydı.
Summer: Evet.
Tom: O zaman benimle neden dans ettin?
Summer: Öyle yapmak istedim çünkü.
Tom: Sen, canın ne isterse onu yapıyorsun değil mi?

Tom: Kimsenin sevgilisi olmak istemiyordun, şimdiyse evlisin.
Summer: Bana da sürpriz oldu.
Tom: Asla anlayamayacağım galiba. Yani hiç mantıklı gelmiyor.
Summer: Birdenbire oldu.
Tom: Evet işte anlamadığım da o. Birdenbire olan ne?
Summer: Bir sabah uyandığımda biliyordum.
Tom: Neyi biliyordun?
Summer: Seninleyken asla emin olamadığım şeyi.
Tom :En kötüsü ne biliyor musun?
İnandığın her şeyin yalandan ibaret olduğunu fark etmek.
Summer: Ne demek istiyorsun?
Tom: Kadermiş, ruh eşiymiş… Gerçek aşk ve bütün o çocukça peri masalları.
Çok saçma Sen haklıydın, seni dinlemeliydim.
Summer: Hayır.
Tom: Evet.
Tom: Neden gülüyorsun?
Summer: Tom.
Tom: Efendim?
Neden bana öyle bakıyorsun?
Summer: Çünkü...
Pastanede oturmuş Dorian Gray okurkenbir adam geldi ve bana kitap hakkında sorular sordu.
Şimdi o adam benim kocam.
Tom: Evet.Yani?
Summer: Yanisi:
Ya sinemaya gitseydim?
Ya öğle yemeği için başka bir yere gitseydim?
Ya oraya 10 dakika geç gitseydim?Her şey olması gerektiği gibiydi.
Ben de sürekli "Tom haklıydı" diye düşünmeye başladım.
Tom: Hadi canım.
Summer: Evet, düşündüm.Evet.
Summer: HAKLI OLMADIĞIN TEK ŞEY BENDİM...



“Tom'un hayatta öğrendiği
bir şey varsa, o da...
Basit bir günlük olayın üstüne olağanüstü kozmik anlamlar yüklenmemesi gerektiğiydi.”



P.S “Bir kadını unutmanın yolu onu edebileştirmektir."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder